Pertevniyal Lisesi’nden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne kaydoldu ve fakat lisans eğitimini tamamlamadı.
İlk yazısı 1954 yılında yayımlanan Doğan Hızlan, çeşitli edebiyat dergilerini ve aralarında Cumhuriyet’in de olduğu gazetelerin sanat sayfalarını yönetti. Bunun yanı sıra birçok gazete ve dergide eleştiriler yayımladı.
1980 yılında Bayram Gömleği başlıklı bir çocuk hikâyeleri derlemesi hazırladı. Ercüment Behzat Lav’ın bütün eserlerini yayıma hazırladı. Son olarak İhsan Yılmaz ile birlikte Celâl Sılay’ın bütün şiirlerini Hüsran Filizleri başlığıyla yayımladı. Hürriyet gazetesinin pazar ilavesinde yayımlanan yazıları, Aynadaki Bakışlar başlığıyla yayımlandı.
2012 yılında Antalya Atatürk Kültür Parkı bünyesinde adına açılan kütüphaneye 20.000 kitap bağışladı.
Sanat ve edebiyat alanına verdiği önemli katkılarından dolayı 2021 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından fahrî doktor unvanı ile taltif edildi.
Doğan Hızlan, Hürriyet gazetesindeki köşesinde yazmaya, TRT 2’de Karalama Defteri başlıklı bir edebiyat programına devam ediyor.
1999 yılında Kemal Sunal, Ayşe Arman, İsmet Berkan ve Fatih Altaylı ile beraber E-kolay reklamında oynamıştır.
Ben Doğan Hızlan.
Gençliğe seslenirken elbette sadece kendi gençliğimi düşünerek bu sözleri söylemiyorum.
Çünkü zaman değişiyor, teknoloji gelişiyor ve toplumsal olarak da insanı etkiliyor.
Ama bugün değişmeyen değerler vardır, değişmeyen yargılar vardır, insanlığın değişmeyen özellikleri , unsurları, ögeleri vardır. Bunları unutmayın.
Bunları insan nasıl kazanır?
Sadece insanın kendi alanında, kendi seçtiği alanda öğretim, eğitim görerek değil, kitap okuyarak, edebiyatı bilerek, yaşamını sanat ile bezeyerek ve bütün bunlardan edindiğinin kendi ve insanlık adına ne kadar yararlı olduğunun bilincine vararak .
Bunları yaptığınızda sanırım ki yalnız iyi, kendinizde mutlu bir genç olmayacaksınız.
Çevrenize de mutluluk aşılayacaksınız ve yaş aldıkça gençlik dönemi bittikçe de iyi geçirdiğiniz bir gençliğin , iyi geçirilmiş bir ömrün bütün hasadını alacaksınız.
Ben Doğan Hızlan.
Etik diyoruz.
Çok kullanılıyor.
Etik deyince ne anlıyoruz?
Ben bunu felsefi anlamlardan soyutlayıp, elbet felsefi anlamını da araştırırsınız, incelersiniz ama ben etiği insanın doğrudan doğruya bazı ahlak kurallarını ve kendi bulduğu veya benimsediği ilkelerin uygulaması olarak alıyorum.
Bu o kadar geniştir ki aslında, hırsızlıktan hıyanete , bunun içinde millette vardır, devlette vardır , ailenizde vardır, eşinizde vardır , çocuğunuz da vardır.
Her zaman sadece bir maddi çıkarın doğrultusunda sadece çok para kazanmak için yapılmış , düzenlenmiş bir hayat yerine , ne istediğini bilen , ne yapacağını anlayan ve bunun içinde etiğin , ahlak kurallarının ihmal edilmeyeceğini bileceksiniz.
Etik, sadece size lazım değildir.
Etik herkese lazımdır.
Ama ben etik davranmayayım başkaları etik davransın derseniz bu öyle dönen bir oktur ki birgün gelir ve doğrudan doğruya sizi yaralar.
O zamanda çok geç olur.
Onun için etik , insanın bilinçlendiği, insanın okumaya başladığı dönemde kurmak istediği çok önemli bir binadır.
Onun için de sağlam kurulması gerekir.