Özgeçmiş

Dr. Enver Ören, İhlas Holding A.Ş. ve bu gruba bağlı TGRT televizyonu, Türkiye gazetesi ve diğer birçok şirketin ortağı olmuştur.

Dr. Enver Ören, 10 Şubat 1939 tarihinde Denizli?nin Honaz nahiyesinde dünyaya geldi. Babası Nazif Efendi, annesi ise tam bir Anadolu hanımefendisi olan Melike Hanımdı. İlk ve orta tahsilini Denizli?de tamamlayarak, Kuleli Askeri Lisesine, oradan da İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesine girdi. 1961 yılında lisans öğrenimini başarıyla tamamladıktan sonra, birbuçuk yıllığına mesleki çalışmalar yapmak üzere İtalya?ya gitti. Dönüşünde bir müddet İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi?nde öğretim üyesi olarak çalıştı.

Anarşi ve terör olaylarının üniversitelere sıçraması ve bilim yapmanın adeta imkansız hale gelmesi üzerine, 1970 yılında üniversiteden ve akademik hayattan ayrılmak zorunda kaldı. Birkaç idealist arkadaşı ile birlikte, ülke şartlarının kendilerine yüklediği misyonun gereği olarak, gazeteciliğe başladı. Bu olayı ?İkinci Doğumum? diye niteleyen Dr. Enver Ören; hayatının bundan sonraki bölümünde, bütün yorgunluklara ve meşakkatli yıllara rağmen devletine, milletine ve din-millet farkı gözetmeksizin bütün insanlığa hizmet etmekten ibaret oloan ideallerini, birer birer gerçekleştirmeye muvaffak olduğunu söyler.

Dr. Enver Ören tarafından kurulan İhlas Vakfı, Bilim ve Teknoloji Vakfı ile Enver Ören Vakfı başarılı hizmetler sunmaktadır. Otuzdokuz öğrenci yurdunda ikibinbeşyüz civarında üniversite öğrencisi iaşe ve barınma imkanına kavuşuyor. İhlas Marmara ve İhlas Bahçelievler Kollejleri bünyesinde bulunan İlköğretim Okulu, Anadolu Lisesi, süper Lise, Endüstri Meslek Lisesi, Ticaret Lisesi, İletişim Lisesi ve Klasik Lisede yaklaşık üçbin öğrenci modern ve huzurlu mekanlarda eğitim yapma imkanına kavuşmuştur.

Dr. Enver Öğren, yeni ve başarılı uygulamaları sebebiyle, Ankara Gazeteciler Cemiyeti tarafından 1980-1990 arasındaki on yılın en başarılı gazete yöneticisi seçilmiştir. Ayrıca merkezi Dakar?da bulunan Milletlerarası İslam Bilimler Akademisi?nin tevcih ettiği ilk ?Şeref Üyesi? ünvanına da sahiptir. Uluslararası birçok seminer ve sempozyuma konuşmacı olarak davet edilen Dr. Ören, İngilizce ve Fransızca bilmektedir.

Dr. Enver Ören?in üzerinde titrediği ve çok mukaddes saydığı kurumların başında aile müessesesi gelmektedir. Dr. Ören, eş iş tercihinin hayatına yön veren en müessir faktörler olduğunu her zaman sçyler. 1986 yılında Dilvin Hanımefendi ile hayatını birleştirmesinin ve mutlu bir evlilik yapmış olmasının, hayatının en önemli hadisesi olduğunu sıkça dile getirir. Eşi Dilvin Hanımefendi, gazetenin kurulduğu 1970?li yıllardan beri sadece Dr. Ören?e destek olmakla kalmamış, sürekli hazırladığı kadın-ev, magazin sayfaları ile de bilfiil gazetecilik yapmıştır. Bunu ?Ayşe Nur Abla? kösesiyle sürdürmüştür.

Bu örnek beraberliğin mutluluğu, biricik evlatları A. Mücahid Ören ile daha da artmıştır. Genç Ören, bugün ikinci kuşaktan başarılı bir işadamı olarak, İhlas Holding?in Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu başkan Vekilliği görevini yapmıştır.

Dr. Ören’in kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı olduğu İhlas Holding, Türkiye, Avrupa, Asya ve Amerika?daki yaklaşık 1200 hizmet ofisindeki 60.000 civarında personeli ile bir dünya şirketi olmayı başarmıştır.

Türkiye Gazetesi, İhlas Haber Ajansı (İHA), TV (TGRT), radyo yayıncılığı, baskı merkezleri, haftalık ve aylık ihtisas, bilim ve teknoloji gazete ve dergileri ile bugün Türkiye?nin en etkili medya gruplarından birinin sahibi olan İhlas Holding; eğitim, sağlık, bankacılık, sigortacılık, inşaat, elektronik, otomotiv, endüstri, dış ticaret, bilgisayar, eneji, turizm, pazarlama, mağazacılık gibi sektörlerde faaliyet gösteren elliye yakın şirket ile ülkemizin, teknoloji ve hizmette lider şirketi olma azim ve kararlılığını göstermiştir.

Enver ören 22 Şubat 2013 tarihinde vefat etmiştir.

Kulağınıza Küpe Olsun

YAP ve YAPMALAR

Genç Yöneticiler!

Aşağıdaki öğütlerim kulağınıza küpe olsun.

Bana göre iyi bir yönetici şöyle olmalı:

  1. “Ehil” olmalı.
  2. “Motive” edecek bir kişiliği olamalı.
  3. “Sevecek” bir insan olmalı.
  4. “Sevdirecek” bir insan olmalı.
  5. “Güvenecek” bir kişi olmalı.
  6. “Güvendirecek” bir kişiliği olmalı.
  7. “İdeal Ülkü Verecek” bir insan olmalı.
  8. “İmkan Verecek” bir kişi olmalı.
  9. “Tatminkar Ücret” verebilecek cömertliği olmalı.

 

GÜZEL SÖZLER

  1. Bir işin niçin yapıldığı, nasıl yapıldığından daha önemlidir.
  2. Dağıtıldıkça artan tek şey bilgidir. Onu esirgemeye haklı sebebiniz olamaz.
  3. Bir işi iyi yapmak çok yapmakla olur.
  4. İşinden ve eşinden memnun olan daima güler.
  5. Kamış boşum dedi şekerlendi! Ağaç yükseldi baltayı yedi!
  6. Kişiyi sorma, arkadaşını sor.
  7. İbadet de gizli, kabahat de.
  8. İki arslan bir posta sığmaz.
  9. İki at bir kazığa bağlanmaz.
  10. Bin işit, bir söyle.
  11. İki el bir baş içindir.
  12. İki karpuz bir koltuğa sığmaz.
  13. İki kişi “başında fes yok” derse, başını yokla.
  14. İki testi çarpışınca biri kırılırsa biri de çatlar.
  15. İnsan beşer, kuldur bazen şaşar.
  16. İnsanı gam, duvarı nem yıkar.
  17. İnsanın vatanı doğduğu yer değil, doyduğu yerdir.
  18. İnsan sözünden, hayvan yularından tutulur.
  19. İp inceldiği yerden kopar.
  20. İstediğini söyleyen, istemediğini işitir.
  21. İşine hor bakan, boynuna torba takar.
  22. İşini kış tut da yaz çıkarsa bahtına.
  23. İş insanın aynasıdır.
  24. İşin yoksa şahit ol, paran çoksa kefil ol.
  25. İşten artmaz, dişten artar.
  26. İyi evlat babayı vezir, kötü evlat rezil eder.
  27. İyiliğe iyilik her kişinin karı, kötülüğe iyilik er kişininkarı.
  28. İyilik eden, iyilik bulur.

 

BİR FIKRA

Hoşuma giden bir fıkra:

“BOYA KOVASI”

Bizim Temel Karayolların’a yol çizgisi çizmek için işe alınır.

Temel birinci gün 100 metre, ikini gün 80 metre, üçüncü gün 50 metre, derken günde 10 metreye kadar düşmüş.

Temel’in yaptığı işin her gün azaldığı görevli şefin dikkatini çekmiş. Çalışkan görünen Temel nasıl oldu da günde 100 metre çizebilirken şimdi sadece günde 10 metre çiziyor diye merak etmiş. Ertesi gün Temel’in çizgi çizdiği yola gidip uzaktan onu izlemeye başlamış. Bir de ne görsün?

Temel boya kovasını yolun en başına, işe ilk başladığı yere koymuş, fırçayı kovaya batırıp dönüp çizginin bittiği yere gidip çizip geri geliyormuş!