Öğrenimini sırasıyla Saint – Michel Lisesi, Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümünü ve İngiltere’de İşletme tahsilini tamamladıktan sonra 1990 yılında profesyonel kariyerine başlamıştır.
Bu tarihten 1993 yılına kadar Milpa A.Ş. Bünyesinde, Alman Quelle firması ile birlikte Mail Order şirketini kurmuş ve yöneticiliğini yapmıştır.
1994-1995 yılları arasında Alternatif Bank’ın kuruluş çalışmalarına katılmış ve bankanın faaliyete geçmesiyle beraber Yönetim Kurulunda yer almıştır.
1995-1996 yılları arasında ise Milliyet Dergi Grubu’nun yönetiminde göreve başlamış ve Finans Bölümünün sorumluluğunu üstlenmiştir.
Evli ve iki çocuk sahibi olan Sn. Arzuhan Yalçındağ halen Kanal D İcra Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini ve Doğan Holding Yönetim kurulu üyeliğini sürdürmektedir.
Arzuhan Yalçındağ (TÜSİAD) Türk Sanayicileri ve İş Adamları Derneği Yönetim Kurulu Üyeliği, (TABA) Türk İş Adamları Derneği Yönetim Kurulu Üyeliği, (TEGV) Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı Yönetim Kurulu Üyeliği, (KAGİDER) Kadın Girişimciler Derneği Kurucu Üyeliği, (TÜSEV) Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerini sürdürmektedir.
Sn. Arzuhan Yalçındağ Aydın Doğan Vakfı’nın Kurucularından olmakla beraber Yönetim Kurulu Üyeliği görevine halen devam ettirmektedir.
Ayrıca 1999 yılında CNN international ile Doğan Yayın Holding arasında haber kanalı kurulması yönündeki çalışmaları başlatmış ve proje Amerikalı Time Warner grubu ile ortak olarak 2000 yılında CNN Türk adıyla yayın hayatına başlamıştır.
Sevgili Gençler,
Geçmişten günümüze insanlık tarihini etkileyen ve önemli toplumsal değişimlere neden olmuş pek çok lider yaşamıştır. Birçoğu ülkelerinin bir sıçrama noktası yakalamalarında öncü rolü üstlenmişlerdir.
Türkiye olarak bizim içinde bulunduğumuz bilgi çağının gerekleri doğrultusunda toplumun her alanında kendisini yetiştirmiş genç liderlere ihtiyacımız var. Toplumsal durgunluğu canlandıracak, yüksek idealleri olan ve kendi geleceğiyle ülkesinin geleceğini örtüştürebilmiş genç ve dürüst liderlere.
Peki liderlik nedir? Kimdir lider?
Bana sorarsanız, en yalın haliyle lider, grubunu ortak hayaller etrafında toplayabilen insandır. Bunun için liderin empati duygusunun gelişmiş olması gerekmekte, yani kendisini başkalarının yerine koyarak düşünebilmesi, karşısındakini anlaması ve ilişki yönetimini iyi bilmesi gerekmektedir.
Her insanın içinde yoğun miktarda potansiyel enerjisi vardır. Çoğu zaman bu enerji dağınıktır. Lider grup içinde öyle bir ahenk yaratır ki hem bu enerjiyi bir noktada toplar hem de bu enerjiyi ateşleyerek müthiş bir etkinlik yaratır. Düşünün ki ışığı toplayan bir mercekle çevrenizdeki her şeyi yakabilirsiniz.
Ulusal liderimiz Atatürk’ün bu birleştirici özelliği olmasaydı acaba kurtuluş savaşını bölgesel olarak başlatan halkımızın bir araya gelip böylesine önemli bir savaşı kazanacağını söyleyebilir miydik.?
Liderliğin kendini gösterdiği en önemli zamanlardan bir tanesi kuşkusuz kriz anlarıdır. Lider böyle zamanlarda yön belirler, gelecek için vizyon çizer ve değişim stratejilerini oluşturur. Bu anlar öyle anlardır ki hem çok çalışmayı gerektirir hem de çabuk karar vermeyi. Bu da büyük ölçüde liderlerin yaşam tarzlarıyla ilgilidir. Liderler yaptıkları işi tutkuyla seven ve amaçları doğrultusunda çok çalışan insanlardır.
27 yıl hapis yatan Nelson Mandela’nın her sabah 04.30’da kalkıp bahçede koşu yaptıktan sonra bütün gün kitap okuması ve Thatcher’ın, Brighton’daki bombalı saldırıdan yara almadan kurtulmasını geceleri çok az uyumasına borçlu olması, “Beni 6 kez koltuğumdan indirdiler 7 kez o koltuğa tekrar geri döndüm.” diyen Süleyman Demirel’in iktidar tutkusunu ve hala ülke adına zaman zaman değişik misyonları üstlenmesi, liderlerin yaşam tarzlarını açıklayan örneklerdir.
Liderlik bir yerde belirsizliklerle başa çıkma işidir. Son yıllarda her alanda hızlı değişimler yaşanıyor ve belirsizlikler artıyor. Değişime ayak uydurma liderlik için olmazsa olmazlardan bir tanesidir. Çünkü insanlığın kendisi, sosyal yapısı, değer yargıları her gün değişmekte, yeni davranış modelleri ve zeka kuramları ortaya konmaktadır. Koşullara göre liderin farklı davranış modellerini sergileyebilmesi gerekmektedir.
Mesela Türkiye’de de sürekli yaşadığımız gibi radikal ekonomik tedbirlerin alındığı bir durumda mali krize girmiş bir şirkette lider olduğunuzu varsayın. Ayrıca da demokratik bir yapınız var. Bu sebeple de bir sorun karşısında acil karar almak istemiyorsunuz, tartışarak sonuca ulaşmak istiyorsunuz. Bu durum da kaybettiğiniz zaman hem sizi hem de şirketinizi ve bu şirkette çalışan insanları riske sokmaz mı?
Lider krizlerden fırsatları yakalayan ve yaratıcılığıyla krizlerin üstesinden gelmeyi bilendir.
Ünlü fizikçi Einstein’in söylediği gibi: “Çalışmanın ve önemli işler başarmanın üç kuralı vardır. Bunlar; kargaşanın içinden yalınlığı çekip çıkarma, uyumsuzluğun içinden ahengi yakalama, zorlukların arasındaki fırsatları görmedir.”
Gerek ülke yönetiminde gerekse şirket yönetiminde liderliğin diğer önemli bir özelliği de sağlam bir vizyonunun olmasıdır. Bu da toplumun benimseyeceği hedeflerin ortaya konabilmesi açısından önemlidir. Çünkü insanlar kendi kişisel çıkarlarının ötesine geçen bir amaca hizmet ettiklerini bildikleri sürece mutlu olurlar, motive olurlar, heyecanla çalışırlar.
Sevgili gençler,
İş dünyasında liderlerin üstlendiği en önemli işlevlerin başında, karar verme, sorun çözme ve yaratıcılık gelir.
Mektubumu bitirirken de karşılaştınız sorunlar karşısında aşağıda belirttiğim bazı soruları kendinize sormanızı tavsiye ediyorum:
Hoşçakalın.
Sevgilerimle,
ARZUHAN YALÇINDAĞ