İstanbul’da doğdu. 1953 yılında Konservatuarın bale bölümüne girdi. 1958 yılında Devlet Tiyatroları Sanatçı kadrosuna girdi. 1988’de devlet Sanatçısı olan Ayten Gökçer, pek çok ödül kazandı.
1966-1967 Sanat Sevenler Derneği Yılın En İyi Kadın Oyuncusu ödülü, 1970-71 Sanat Sevenler Derneği Yılın En İyi Kadın Oyuncusu ödülü, 1974 Gazeteciler Derneği En İyi Sanatçı ödülü, 1975 Gazeteciler Derneği En İyi Kadın Sanatçı ödülü, 1976 Tercüman Gazetesi okuyucu oyları ile Yılın Sanatçısı ödülü, 1982 Ses Mecmuası Yılın En İyi Kadın sanatçısı ödülü, 1989 Türk Basın Birliği’nin Yılın En Başarılı Kadın Sanatçısı ödülü, 1990 Türk Basın Birliği’nin Yılın En Başarılı Kadın Sanatçısı ödülü, 1992 Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü, 1997 Türk İş Kadınları derneği En İyi Sanatçı ödülü, 1998 CHP Gençlik Kolları En İyi Sanatçı ödülü.
Görev Aldığı Oyunlar :
Hafta Başı, Aşk Acısı, Evlat Evlattır, Hortlaklar, Bernarda Alba’nın Evi, Woyzeck, Don Juan, Leonce İle Lena, Klinik Bir Vak’a, Öp Beni Kate, Andorra, Onikinci Gece, Vanya Dayı, Kaktüs Çiçeği, My Fair Lady, IV: Henry, Cadı Kazanı, Lysistrata, Mançalı Don Kişot, Hastalık Hastası, Bağdat Hatun, Tarla Kuşuydu Juliette, Yedi Kocalı Hürmüz, Kim Korkar Hain Kurttan, Zülfiye Zülfü, Yılın Kadını, Ustalar Sınıfı. Sanatçı ayrıca 1999 sezonunda Balerin adlı oyunu sahneye koydu.
Sevgil Gençler,
Ben Devlet Sanatçısı Ayten Gökçer’im.
Sizlere hitap etmekten mutluluk duyuyorum. Sizlere tecrübelerimide aktarmak isterim ama benim yaşımı düşündüğünüz zaman daha evvel gençler nasıldı Türkiye’de, şimdi nasıl diye bir soru sorarsanız bana tabiki ne kadar azınlıksanız o kadar organize olmanız ve iyi yetişmeniz imkanı var. Ne kadar çoğalırsanız ki nüfusu kastediyorum o kadar kaybolma, kaybetme ve eğitimi almama tehlikeleri var.
Şimdi baktığım zaman gençliğe olağanüstü bir gençlik yetiştiğine büyük inancım var ama bunun yanı sıra eğitime fazla önem verilmeyen annesi eğitilmemiş bir çocuğun eğitileceğinede inanmadığım için önce kadınları okutalım ki bir aileyi okutmuş olalım diyorum.
Lütfen gençler, tabii ilerliyoruz bu çağ değişirken çok değerli şeyler kazanırken bazı şeyleri kaybediyoruz. Lütfen aileyi ve aile inançlarınızı hiç kaybetmeyin ve okumaktan hiç vazgeçmeyin. Çünkü okumak kendi içine ışık tutmak demektir.
Takıldığınız noktada büyüklerinize sormayı sakın ihmal etmeyin ve kendi başınıza asla bir karar almayın. Danışın, bunun faydalarını görürsünüz.
Hepinizi sevgiyle selamlıyorum.
Sevgili Gençler,
Ben Ayten Gökçer,
Size etik üzerine söyleyeceğim tek şey ahlakınızı ömür boyu taşımanız ve muhafaza etmeniz. Nereden başlar ahlak? Ahlak nedir? Nereye götürür bizi?
Ahlak önce kendi yapınızdır. Çinlilerin çok güzel bir atasözü var ” Evlatlarımız bizden doğma yabancılardı” derler. Çünkü her bir birey ayrı bir karakterdir. O açıdan ailenizin sizi iyi bir yola yönlendirdiği zaman bunu kabul etmeyip, yanlış şeyler yapıyorsanız etrafınızda gördüğünüz olaylara, televizyonlarda gördüğünüz olaylara inanıyor ve hayatın öyle yaşandığına , sanatın ve sanatçının onlar olduğuna inanıyorsanız yanlış yolun başına oturmuşsunuz demektir.
Asla bir şeyi iyice tetkik etmeden, bakmadan, iç dünyalarını görmeden ne bir mesleğe, ne bir arkadaşlığa, ne bir hayatınız ilerlediği zaman hayat arkadaşı seçmeye acele etmeyin. Ve sakın kendi inançlarınızdan önce ahlak, ahlak nedir? İnsanın vicdanıdır, davranış biçimidir . Bundan hiç vazgeçmeyin. Kısa sürede kaybetmiş olabilirsiniz ama uzun sürede çok şey kazanacaksınız.
Çünkü insan kendi vicdanıyla başbaşa kalır her zaman. Kendi vicdanınızla kaldığınız zaman size yapılan yanlışlıklar bile size doğru olarak ve başkasına ceza olarak dönecektir.
Hiçbir zaman inançlarınızdan vazgeçmeyin.
Hepinizi Allah’a emanet ediyorum.
Sevgiler hepinize