Emre Berkin, Microsoft Avrupa Orta Doğu ve Afrika (EMEA) Bölgesi Başkan Yardımcısı ve Microsoft’un Orta Doğu ve Afrika (MEA) Bölgesi Başkanı. Berkin’in sorumluluğunda 79 ülke bulunuyor.
Berkin, Microsoft’un Orta Doğu ve Afrika’daki faaliyetlerinin büyümesine ve genişlemesine kattığı ivmeyle tanınıyor. Emre ve ekibi hükümetlerin, vatandaşların ve iş dünyasının bilgi teknolojileri devriminden yararlanmasını sağlamak amacıyla önde gelen hükümet liderleri, endüstri ortakları ve müşterilerle yakın bir işbirliği içinde çalışıyor. Berkin’in onderliginde Microsoft, bölgede tercih edilen bir numaralı kurumsal iş ortağı olarak görülmenin yanı sıra, yazılım geliştirme ve IT alanındaki büyümede de itici güç olarak algilaniyor.
IT sektorunun gelişmesi ve teknoloji kullaniminin yaygınlaşması için gösterdiği çabaların yanı sıra, Berkin gelişmekte olan ülkelerde eğitim konusunda da yoğun olarak çalışıyor. Microsoft’un bölgede yıllardır sürdürdüğü, eğitimi geliştirme ve imkanı olmayan kitlelere yardım konusunda birçok katkıda bulunduğu sosyal sorumluluk projelerini bizzat yürütüyor.
Berkin Microsoft’a, 1993 yılında şirketin Türkiye oparasyonunu kurmak üzere katıldı. Microsoft Türkiye Genel Müdürü olarak, Türkiye Ofisi’ni Microsoft’un dünyada en hızlı büyüyen bölge ofislerinden biri ünvanına kavuşturdu.
Microsoft’a katılmadan önce Digital Equipment Corporation’da görev yapan Berkin, Digital’daki 10 yıllık kariyerinin 6 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde bulundu ve şirketin çeşitli satış, danışmanlık, destek ve servis organizasyonlarını yönetti.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan Berkin, yüksek lisansını Chicago DePaul Üniversitesi’nde tamamladı.
Merhabalar, Ben Emre Berkin.
Sizlere bugünlerde bana sık sık sorulan bir konu hakkında konuşmak istiyorum.
Hep gençlerden bana sorular geliyor. Bazısı Facebook’da, bazısı e-mail ortamında, yüz yüze olanlarda oluyor.
Benim kariyerime baktıkları zaman, yurtdışı çalışmalarım, Microsoft gibi büyük bir firmada çalışmalarım, Bill Gates ile beraber iş hayatında birçok proje yapmış olmamdan dolayı diyorlar ki “Nasıl bir kariyer kendimize hedeflememiz lazım? Nereden başlamamız lazım? Hangi alanlar şuanda iyi?”
Bir kere ben iyi alan, kötü alan diye ayırmıyorum. Niye?
Çünkü herkesin yaptığı işten zevk alması gerektiğini düşünüyorum.
“Bu alan iyi ama bana zevk vermiyor ama ne yapalım dünyanın gidişatı o tarafa doğru” diye sevmediğiniz, istemediğiniz, her gün o işe giderken ayaklarınızın geri geri gideceği işlere kalkışmamak, girmemek gerekiyor bence. En önemli şeylerden biri, bu biraz ekonomik şartlarınızı zorlamakta olabilir.
Ama iki şeyi çok iyi yapacaksınız.
Bir, ikinci bir lisanı bileceksiniz.
Mutlaka İngilizce bileceksiniz, iyi derecede bileceksiniz. Benim kendimde hissettiğim eksiklik ve gidermeye çalıştığım eksiklik üçüncü lisandır.
Ve ilk çalışacağınız işte paradan önce, o işte neler öğreneceğiniz? O işin sizi nasıl geliştireceği? Nerelere götüreceği? Ne tecrübeler vereceği? Kendinizi o işte nasıl geliştireceğiniz? Her zaman için paradan daha önce olmalı bence. İki sene üç sene dişinizi sıkın. Daha az para ile geçinin. Öğrenciliği yeni bitirdiniz. O öğrencilikteki disiplininizi, alışkanlıklarınızı koruyun, devam ettirin. İlk işinizin ilk 2- 3 senesini öğrenciliğinizin, öğrenme sürecinizin kesintisiz bir devamı olarak görün ve işinizi buna göre seçin.
Merhabalar, Ben Emre Berkin.
Her şeyden önce ben etik ile ahlakı birbirinden ayırıyorum. Ahlakı şöyle görüyorum; özellikle ben çok ülke gezdim, çok değişik ülkelerde çalıştım, çok değişik kültürlerde değişik insanlarla ve gördüm ki coğrafya ile beraber, lokal kültürler ile beraber, insanlar ile beraber ahlak kavramı değişebiliyor. Onun için bizde dünya vatandaşı olarak kendimizi buna biraz hazırlamalıyız ve biraz açık olmalıyız ki bizim inandığımız ve gördüğümüz şekildeki ahlak kavramı değişebilir. Bunu kötü bir şey diye yormamak lazım. Çünkü bu kültürel farklar ve coğrafyada yer değiştirdiğimiz zaman oluyor. Ben bunu çok gördüm ona biraz açık bir görüş ile yaklaşmamız lazım.
Etik derseniz, etik bence göreceli bir şey değil. Etiğin azı, çoğu ya da yüzde 10 etik, yüzde 20 etik değil, hemen hemen etik diye bir kavram yok bence. Bir şey ya etiktir, ya değildir. Bunun grisi yoktur. Bence bu çok siyah beyazdır. Hayatta da benim çok grim vardır. Kendimi o açıdan açık fikirli ve esnek bulurum ve tutmaya çalışırım ama etik esnek olamayacağım. Bence etik, göreceli olmayan, grisi olmayan çok ender konulardan bir tanesidir.