1954 yılında İstanbul’ da doğan Faruk Eczacıbaşı, 1973 yılında İstanbul Alman Lisesi’nden mezun oldu Berlin Teknik Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde öğrenimini tamamlayarak aynı fakültede master yaptı
1980 yılında Eczacıbaşı Holding Planlama Bölümü’ nde görev aldıktan sonra ABD’ ye giderek American Hospital Supply Co’ da çalıştı Daha sonra Türkiye’ye döndü ve Eczacıbaşı İlaç Sanayi ve Ticaret AŞ’ de çeşitli görevler aldıktan sonra 1984 yılında Padeko İlaç ve Kimya Sanayi ve Ticaret AŞ’de Genel Müdür, Eczacıbaşı İlaç Sanayi ve Ticaret AŞ’de Plan ve Projeler Genel Müdür Yardımcılığı görevlerinde bulundu
Halen, Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı ve Eczacıbaşı Bilişim ve Ticaret AŞ’nin Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapıyor
Bilişim alanında çeşitli kurumlarda aktif görev alan, TÜBİSAD Yönetim Kurulu ve Yüksek Bilişim Konseyi üyesi olan Faruk Eczacıbaşı, Türkiye Bilişim Vakfı’nın Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı da yürütüyor.
Ben, Faruk Eczacıbaşı.
Bugün 57 yaşındayım ve en çok istediğim şeylerden bir tanesi de tekrar genç olmak.
Fakat özellikle şunu vurgulamak istiyorum ki; ben genç olsaydım, bugünkü kadar şanslı olmazdım gibi geliyor bana. Çünkü sizlerin sırtındaki yük bizlerin sırtındaki yükten çok daha fazla. Bugün dünyada bilgi, kendini iki yılda bir neredeyse iki katına çıkarıyor. Bu aslında gençlere sizlerin sırtına verilen çok büyük bir yük. Bizim, sizin yaşınızdayken değişim nispeten daha yavaş gelişiyordu. Siz de artık o kadar hızlı gelişiyor ki, siz bu değişimi devamlı izlemek, devamlı kendinizi yenilemek zorundasınız. Üstelikte bu okul bittikten sonra, hatta gençlik çağı bittikten sonra da devam edecek. Bu aslında büyük bir yük.
Bu yüke daha ağır bir şey biniyor, sizin bilgi birikiminiz veyahut kullandığınız gereçlerin gücü, bizimkinden çok daha fazla. Bu sizi her ne kadar çok daha avantajlı kılıyorsa, sizden sonraki kuşağın veya sizden birkaç yaş küçük kardeşlerinizin sizden daha fazla gereçlere ve imkanlara sahip olacağını ve bunları sizden daha iyi özümseyeceğini düşünerek hareket etmek durumundasınız. Bu aslında büyük bir yük. Ama eğer kendinizi hayatınız boyunca gelişmeye adarsanız, zaten yaşamınızın bir parçası olacaktır.
Gençlere söyleyebileceğim en önemli öğüt, bu olacaktır.
Ben, Faruk Eczacıbaşı.
Benim için etik kavramı aslında birkaç kelimeye çok rahat indirilebilir. En azından bana öyle geliyor. O da insanın başkasının haklarına, kendisine duyulmasını istediği gibi saygı duyabilmesi. Bu aşağı yukarı her konu için de geçerli olduğunu düşünüyorum. Bunda tabii samimi olmak ön koşul. Gittikçe de zaten samimi olmak zorunda kaldığını insan ortamın gelişmesinde fark ediyor. Bunun bence en önemli göstergesi de, böyle bir ilkeye uymamanın kısa dönemli avantajlarını insan yaşayabiliyor ama uzun dönemli çok büyük bir hayal kırıklığına ve büyük bir başarısızlığa uğrayabiliyor.
Bir söz vardır “Bir insanı her zaman kandırabilirsiniz. Bir çok insanı bir defa kandırabilirsiniz. Ama her insanı, her defa kandıramazsınız.” Bu galiba hepimiz için geçerli olacak bir kural. Mümkün olduğu kadar kandırmadan, hayatımızı devam ettirmeye çalışalım. Çünkü biz kandırıldığımız zaman bundan hiç hoşlanmayız.